Pek çok hastalık veya bozukluk dil gelişiminde gecikmelere sebep olabilir. Ancak herhangi bir yapısal bozukluk olmasa, nörolojik ya da psikiyatrik bir bulguya rastlanmasa da dil gelişiminde aksama yaşanabilir. Dil gelişiminde gecikme, dil gelişim geriliği, gecikmiş dil, atipik dil gelişimi, normal olmayan dil, dil yetersizliği, özgül/özgün dil bozukluğu, gelişimsel disfazi gibi tanımlamalar bu durumu ifade etmek için üretilmiştir.

Çocuklarda konuşma gecikmesi oldukça yaygın bir durumdur. 5 yaş öncesi çocuklarda %5-20’ler de iken okula başlayan çocuklarda %8-12 civarındadır.  Bu araştırmalar tüm Türkiye’yi kapsamamaktadır ve gelişimsel dil bozukluğu tanısı gerçekte olduğundan daha az tanınır. Ancak bu verilere bakarak çocukların okul çağına geldiklerinde dil gelişimlerinin arttığı yorumu yapılabilir. Erkek çocuklarının kız çocuklarına oranla 2-3 kat fazla bu problemi yaşadığını gösteren araştırmalar da vardır fakat bu fark en geç 8 yaşına geldiklerinde kapanır.

Erken Tanının Önemi

Dil gelişimi bireysel farklılıklar göstermekle birlikte cinsiyet, ırk, aile yapısı, sosyal çevre de belirleyici rol oynar. Bu sebeplerle oluşan farklılıklar zamanla, çocuğun okula başlaması, çevrenin değişmesi, uyaran artışı gibi sebeplerle kendiliğinden düzelebilir. Ancak zaman içinde sorun yaratacak durum ile kendiliğinden gelişme göstermesi muhtemel olan dil gelişimi geriliği durumlarını birbirinden ayırt etmek gerekir. Erken tanı ile ileride sorun yaratabilecek problemlerin önüne dil gelişiminin en hızlı olduğu çocukluk çağında alınan önlemlerle geçilebilir.

Normal Dil Gelişimi

Dil gelişimi; doğal ortam içinde çocuğun çevresindekileri örnek alarak, çıkardığı seslere verilen tepkileri gözlemleyerek, duyduğu sesleri ve konuşmaları dinleyerek, ihtiyaçlarını ifade etme yolları arayarak, gelişen bir süreçtir. Her çocuk için bu gelişim farklı seyredebilir fakat yaklaşık olarak çocukların geçtikleri dönemler birbirine benzer.

Sıfır, on ikinci aylar içinde bebek çevresinden gelen seslere tepki verir ve kendi de önce doğal sesler çıkarır ve zamanla bu sesleri ihtiyacına göre farklılaştırmaya başlar.  Anneler bebeklerin ağlamalarından neye ihtiyacı olduğunu anlayabilirler. ‘K’, ‘G’ seslerini ‘A, E, O’ ünlüleriyle birleştirerek gığıldama döneminden; ‘B,P,M’ sesleriyle heceler üreterek mırıldanma dönemlerinden geçerler. Sonrasında da bunlar hece tekrarlarına dönüşür ve anlamsız ses dizileri arasında tek heceli sözcükler oluşmaya başlar.

On iki, on sekizinci aylar arasında çocuk sözcükleri amaçlı kullanmaya başlar ve ilk kelimeler bu dönemde üretilir. Sesin kaynağını ararlar.

On sekiz, yirmi dördüncü aylar arasında çocuk basit komutları yerine getirebilirler. ‘topu ver’ gibi…

Yirmi dört otuz altı aylar arasında kelime haznesi 100 sözcüğe ulaşmıştır ve 2-3 sözcüklü sözel ifadeler kullanır.

Üç dört yaşlar arasında basit şarkılara tekerlemelere eşlik edebilir. 800-1000 sözcük dağarcığı vardır. Neden sorusunu sorar, çoğul ekini, zamirleri kullanabilir, yaşını söylemek için parmaklarını gösterebilir.

4-5 yaşlarında anadile özgü çoğu dil özelliklerini kavramış olarak konuşabilir, yaklaşık 1500 kadar sözcük dağarcığına sahiptir.

5-6 yaşında deneyimlerini, planlarını ya da bir öyküyü anlatırken geçmiş ve gelecek zamanı kullanabilir.

Bireysel farklılıklar olmakla birlikte birçok çocuk dört yaşına kadar anadilinin tüm özelliklerini kavramış olur. Çocuklar anlamaya bir yaşından önce ifade etmeye de bir yaşından itibaren başlarlar. Alıcı dilin kelime haznesi ifade edici dilden daha fazladır. Çocuk üç yaşına gelmiş ve hala hiç konuşma yoksa gecikmiş dilden söz edilebilir. Çocuğunuz üç yaşlarına geldiği halde en az elli sözcük kullanmıyorsa, dört yaşına geldiği halde iki sözcüklü cümlecikler kuramıyorsa bir uzmana danışmanızda fayda olacaktır.

Klinik Değerlendirme

Gelişimsel dil sorunu olan çocuklar yabancılarla iletişime geçmekten kaçabilirler, iletişime zorlandıklarını hissettiklerinde sinirlenerek tepki verebilir veya içlerine kapanabilirler.  Bu nedenle ilk değerlendirmeler genellikle gözleme dayanır. Çocuk kendini güvende hissedene kadar zaman tanınır, bu esnada da aileden çocuğun durumuyla ilgili bilgi toplanır. Gelişimsel dil bozukluğu tanısı konmadan önce benzer bir duruma yol açabilecek olan zekâ geriliği, beyinde olabilecek lezyon, işitme sorunu veya toplumsal yoksunluk seçenekleri aileyle görüşülerek elenir.  Çocuk hazır olduğunda dilin özelliklerini ayrıntılı şekilde ortaya koyan testler kullanılır.

Gelişimsel dil bozukluğunda şu durumlardan biri ya da birkaçı bir arada görülebilir.

  • Söylediklerinin anlaşılamaması, yanlış telaffuz
  • Akıcılığın kesintiye uğraması
  • Aynı sözcüğü birçok anlamda kullanma
  • Soruya uygun yanıtı bulmada zorlanma
  • Dil bilgisi yapılarını oluşturmada zorluk
  • Bağlaç kullanmama ya da gereksiz sıklıkta kullanma
  • Düşüncelerini sıraya dizememe
  • Cümle oluşturmada zorluk
  • Sınırlı sözcük dağarcığı
  • Anlamsız sözcükler kullanma
  • Yeni sözcük öğrenmede, öğrendiklerini hatırlamada zorluk
  • Uzun komutları anlamada zorlanma
  • Söyleneni tekrarlama
  • Soyut anlamları, imaları anlayamama
  • Konudan konuya atlama ya da bir konuda sabit kalma
  • Dinleyememe, sürekli konuşma isteği
  • Gerektiğinde soru soramama
  • Konuşma başlatamama
  • Söyleneni anlamadığı halde anlamaya çabalamama

Ailelere Öneriler

Çocuğun dil gelişiminde aksama olsun ya da olmasın ailelerin dikkat etmesi gereken basit birkaç durum çocuğun dil gelişiminin sağlıklı gelişim göstermesine destek olacaktır.

Annenin çocukla iletişimi çocuğun dil gelişimi üzerinde doğrudan etkilidir, henüz bebeklik çağından itibaren çocuğun dili tanımak için annesiyle göz göze gelerek iletişime girmeye ihtiyacı vardır. Çocuklar dillerini önce annelerinden öğrenirler ve aile içinde geliştirirler. Bu nedenle aile içinde iletişimi arttıracak etkinliklerde bulunulması, birlikte oyun oynanması, tekerleme, şarkı söylenmesi,  yeni kavramlar öğreten resimler ve oyuncaklar kullanılması, müzik dinlenmesi, hikâye okunması, sohbet edilmesi, çocuğun kendini ifade etmesi için fırsatlar sunulması gerekir. Örneğin birlikte bir resim yaptınız, önce siz resminizi neleri hayal edip yaptığınızı anlatarak çocuğa örnek olabilir, ondan da resmini anlatmasını isteyebilirsiniz. Bilmeceler sorabilir, dil gelişimine yönelik oyunlar üretebilirsiniz.

Çocuğun dil gelişimine ket vuran en büyük etkenlerden biri televizyondur. Kalabalık, telaşlı aile ortamı içinde de çocuk uyaran fazlalığından dolayı duyduklarını anlamlandırıp sınıflamada zorlanabilir. İletişimin zayıf, uyaran eksikliği olan ortamlarda olduğu gibi fazla uyaran da çocuğu olumsuz etkiler. En sağlıklısı çocuğa uygun basit ifadeleri seçerek, çocuğun anlayabileceği yavaş konuşma hızında, göz teması kurarak diyaloğa girmektir. Çocuk konuşup bir şeyler anlatmak istediğinde sabırla onu dinlemek ve uygun tepki verebilmek gerekir.  Anlaşıldığını hisseden çocuğun kendine güveni ve konuşma isteği de artacaktır.

Çocuğunuzla iletişiminizi artırmanız onu tanımanız için de size büyük fırsat sunar. Böylece neleri kolayca yapabildiğini, neleri yapmakta zorlandığını tespit edebilirsiniz. Yukarıda sıralanan dil gelişiminin aksadığına işaret edebilecek bulgulara rastlarsanız bir uzmana danışmanız faydalı olacaktır. Çocuğunuzun hayata dair ilk deneyimlerinin anlaşılamama duygusuyla dolu olmasındansa bir uzmanın yol göstermesiyle bu sorun kısa sürede çözüme kavuşturulabilir.

Kaynakça

Korkmaz B.  Dil ve Beyin; Çocuklarda Dil ve Konuşma Bozuklukları. sf 181-198
Güven N., Bal S. ; Dil Gelişimi ve Eğitim, Epsilon yay
Atay M, ; Çocukluk Döneminde Gelişim, Kök yay